top of page

Arzunun ve Eksiğin Kliniği (Cheng ve Lacan Arasındaki Diyaloğun Okuması)

  • dogukancanbulut
  • 18 Eyl
  • 3 dakikada okunur
"Bir yazı… neden olmasın, parçalanmış, delik deşik olsa bile!"

Bu yazıda Jacques Lacan ile François Cheng arasında geçen kısa ancak yoğun diyaloğu özellikle klinik pratik bağlamında irdelemeyi amaçladım. Öncelikle Lacan’ın sözünün kapsamını anlamak açısından Cheng’in yaşamöyküsüne kısaca değinmek gerektiğini düşünüyorum. François Cheng, Çin’de doğmuş ancak Japon işgali ve Çin iç savaşı sonrasında Fransa’ya göç etmiş, sonradan Fransızca’yı öğrenmiş ve özellikle de Doğu felsefesi ve estetiği üzerine yazmış bir yazardır. Diyaloğun gelişimi 1970’lerde  Lacan’la karşılaşmaları sonrasında 1977 yılında birlikte yaptıkları bir söyleşi neticesinde gerçekleşmiştir. Bu söyleşide Cheng, Lacan’ın dikkatle susan duruşundan cesaret alarak ona Güzellik, Cehennem, yaşadığı Sürgün ve Çift Dilli olma deneyimlerini açar. Bunun üzerine Lacan Cheng’e: “Görüyorsunuz ya, bizim mesleğimiz yaşamanın imkânsızlığını göstermektir; ki böylece hayatı az da olsa mümkün kılabilelim.Siz en uç boşluğu, en derin yarığı yaşadınız; neden onu biraz daha genişletip kendinizi bütünüyle ona katmıyorsunuz?Siz ki boşluğun Nefes olduğunu, Nefes’in ise Dönüşüm olduğunu anlayacak bilgelikte olan birisiniz; bundan sonra nefese serbestçe akma fırsatı tanımadan, onu özgür bırakmadan durmamalısınız! Bir yazı… neden olmasın, parçalanmış, delik deşik olsa bile!Bu kopuklukları etkin bir “ara-boşluğa” dönüştürmeyi ve şimdinizi geçmişinize, Batı’yı Doğu’ya bağlamayı bileceksiniz.Sonunda – ki zaten öylesiniz, biliyorum – kendi zamanınızın insanı olacaksınız.”

Lacan’ın Cheng’e yönelttiği bu sözler, arzunun eksik üzerine kurulu olduğunu ve yaratıcı çıkışın yolunun tam da bu eksikten geçtiğini gösterir. Lacan Cheng’e psikanalitik uğraşın, yaşamın imkansızlığını göstermek olduğunu söyler. Alenka Zupancic, Freud’un Haz İlkesinin Ötesini tartıştığı metninde: “Yaşam cansızlığın zıddı değildir. Cansızlıkta meydana gelen bir kesintidir, rahatsızlıktır, cansızlığın içinde baş gösteren bir gediktir.” der. Kesinti ve gedik hiç de yaşamın akışkan imgesine uymamaktadır. Ancak öznenin kendi hakikatini keşfetmesi, kastrasyonu kabullenmesi ve yaratıcı bir çıkış bulması ancak eksikliğin -gediğin, merkeze alındığı bir analizle mümkündür. Boşluk Nefes’tir ve Nefes Dönüşüm’dür. (le Vide est Souffle et que le Souffle est Métamorphose) Lacan’ın Cheng’e, onun gösterenlerini kullanarak kurduğu bu formülatif cümle; eksik, arzu ve yaratım arasındaki ilişkiyi vurgulamaktadır. Lacan, göçe zorlanmış Cheng’in yersizyurtsuzluğunun –bu eksikliğin(!)-  Batı ve Doğu sentezini kurabilmesinin aynı zamanda anahtarı olduğunu ona anımsatmıştır. Ve bir yazıyı, parçalanmış da olsa Cheng’in yaratıcı çıkışını-sahnenin çıkışındaki parlak tabelayı (exit-exist)- görebilmesi için işaret etmiştir. Lacan’ın analizin sonu için işaret ettiği temel fantezisini kateden, kendi tarihini bütünlük içinde kavrayan ve “gerçek bir söz” söyleyen öznesi; ancak öznenin eksikliğiyle ilişkilenmesi yoluyla mümkündür. Peki öznenin yapısal eksiğiyle ilişkilenmesi ne demektir? Ve psikanaliz teknik olarak buna yönelik ne sunar? Bu sorulara yönelik cevaplar aynı zamanda “konuşma kürü” olan psikanalizin nasıl işlediğine yönelik soruları da yanıtlar.

Eksikle ilişkilenmeyi düşünürken aynı zamanda arzuyla ilişkilenmeyi de paralel olarak düşünmek gerekir. Bu sebeple bir analiz talebiyle başvuran öznede analist, evvela duymaya yönelir. Analizanın tarihini, arzusuyla tanışıklığını, ötekilerle ilişkilenme biçimini... pek çok şeyi duymaya çalışır. Ardından analist Lacan’ın Cheng’le olan diyaloğunda örnek teşkil eden biçimde onun gösterenlerini farklı biçimde ona sunar. Bir başka mümkünatı olanaklandırır: Bir ek, bir ses, bir virgül, ufak bir iliştirme... Nihayetinde analist, hakiki bir “otoanalizi” de olanaksız kılan üçüncü halin imkansızlığını sonuna kadar kullanır. Analizanın arkadaşlarıyla, öğretmeniyle özellikle de ebeveynleriyle olan ilişkisini dinler. Analist kulak kabartır çünkü arzunun başıboş olmadığını bilir. “Arzu Ötekinin arzusudur”. Bu bilginin mevcudiyeti klinisyenin kulaklarını açmasını sağlar. Psikanalizin bir ötesini duyma pratiği olduğu açıktır. Ötesini duyma pratiğini anlamak adına mühendis olan ancak işinde mutsuz olan bir kişinin mutsuzluğunun sebebini anlamak için analize geldiği bir örnek düşünülebilir. Bu kişi geçmişte babasınının söylediği “insanın ‘sağlam bir mesleği’ olmalı.” sözünü seansa taşıdığı esnada analist duyduğu bu gösterenlere kayıtsız kalamaz. Özneye duyurmanın uygun bir yolunu arar. Ya da analizan seansa gece gördüğü fakat anlam veremediği bir rüyasını getirir. Analist öznenin rüyasındaki bilinçdışı arzuyu duyması adına ona eşlik eder. Analistin arzusu burada öznenin bilinçdışına yönelik bir arzudur.  Bu arzunun analizanın kendi adına tanınması, seanslara yeni rüyaların getirilmesine de öncülük eder. Bir rüya… neden olmasın, parçalanmış, delik deşik olsa bile! Analist hastanın bilinçdışını devindirmeye yönelik odada bulunur.Çünkü hastanın arzusunu ortaya koyabilmesi ancak bir Öteki’nin nezdinde ve arzu ile ilişkilenmesine bakış atabilmesi bağlamında mümkün hale gelir. Analizanın arzusu ile ne yapacağı ise onun tasarrufundadır. Öyle ki Lacan psikanalizin etiği için “suçlu olunabilecek tek şey var, o da arzunun peşini bırakmaktır” der. Bu etik ilkenin hem analistin arzusu bağlamında analisti ilgilendirdiği; hem de arzusuna kavuşan analizan için geçerli olduğu söylenebilir. Kaynaklar

• Claude­pierre, L. (2015, 28 Haziran). Entre stase – extase, le rythme s’en souffle du Vide médian. Association Lacanienne Internationale.https://www.freud-lacan.com/documents-ged/entre-stase-extase-le-rythme-sen-souffle-du-vide-median/Association Lacanienne Internationale

• Korulsan, C. (2019, 18 Ağustos). Lacan’da arzu. Ceren Korulsan. https://cerenkorulsan.com/2019/08/18/lacanda-arzu/

• Zupančič, A. (2021). Cinsellik nedir? (B. E. Aksoy, Çev.). Metis Yayınları. (Orijinal eser 2017 yılında yayımlanmıştır.)

 
 
 

Yorumlar


Randevu ve bilgi almak için aşağıdaki adreslerden iletişime geçebilirsiniz...

e-mail: dogukancanbulut@hotmail.com
telefon: 0543 797 7504

  • Whatsapp
  • Instagram

Mesajınızı iletebilirsiniz...

bottom of page